Arabanızda kullanılan yağın, iki temel içeriği vardır: baz yağ ve katkılar. Baz yağ, motor yağının hayati fonksiyonunu yerine getirmesini, yani motorun yürüyen aksamını yağlayarak sürtünmeden doğan aşınma ve kırılmalara karşı korumasını sağlar. Katkılar ise, yağın motordaki aşırı sıcaktan ötürü bozulmasını önleyerek ek motor koruması sağlamaktadır.
İki katı cismi birbirinden ayırıp,sürtünmeyi en aza indirmek ve parçaların kolay hareketini sağlamak amacıyla kullanılan yağlar madeni yağlardır.Bu maddelerin yaptığı işleve ise yağlama adı verilir.
Yağlar elde ediliş şekline göre iki ana gruba ayrılır;
Tabii Yağlar
a. Madeni Yağlar
b. Bitkisel Yağlar
c. Hayvansal Yağlar
Sentetik Yağlar
Mineral esaslı yağlar ile hayvansal ve nebati yağlar arasındaki fark, hayvani ve nebati yağların yapılarında hidrojenin bulunmasıdır.
Madeni Yağların Elde Edilişi:
Ham petrolün rafinerilerde işlenmesi ile elde edilen ürünlerinden biri olan mineral yağlardır. Mineral yağlar özel işlemlerden geçirilerek, madeni yağların ham maddesi olan baz yağların elde edilmesi ile oluşur. Bu yağlar, viskozitelerine göre sınıflandırılır. Tüm madeni yağları, doğrudan elde etmek mümkün değildir. Madeni yağlar, değişik viskoziteli baz yağlara, üründen beklenen özelliklere göre seçilen, çeşitli katkı maddelerinin karıştırılmasıyla elde edilir.
Baz yağ, ham yağdan (yağın topraktan çıkartıldığı andaki doğal durumu) rafine edilir. Motor yağında kullanılan baz madde elde edilmeden önce, ham yağın çeşitli işlemlerle rafine edilmesi gereklidir. Parafin, sülfür ve nitrojen bileşenleri gibi istenmeyen maddelerin ayrılması gerekmektedir. Doymamış hidrokarbonların, çıkarılmaları veya daha istikrarlı moleküllere dönüştürülmeleri gerekir. Ham yağ öncelikle vakum damıtma ile bir dizi damıtık madde veya yapışkanlık aralıklarına ayrılır. Baz yağ üretimi için kullanılacak olan kısımlar, çeşitli işlemlerle rafine edilerek işlenirler.Bu işlemlerden bazıları: Çözücü Ayrıştırma – doğal olarak oluşan doymuş ve doymamış hidrokarbonları ayırır. Hidrokarbon işleme – nitrojen ve sülfür bileşenlerinin bir kısmını yok eder ve temel yağın rengini, oksitlenmesini ve termal stabilitesini iyileştirir.
Hidrokarbon dönüştürme – Çözücü ayrıştırılmasından önce enerji artışı için bazı doymamış hidrokarbonları doymuş hidrokarbonlara dönüştürür. Bu işlem aynı zamanda, geniş miktarda sülfür ve bazı nitrojen bileşenlerinin de yok edilmesine yardımcı olur.
Hidrokarbon parçalama – Baz maddedeki moleküllerin istenen doymuş hidrokarbon moleküllerine dönüştürüldüğü sofistike bir işlem. Doymuş hidrokarbonların enerjisi, hydro treating ve çözücü ayrıştırma ile elde edilenden çok daha yüksektir.
Hidroisomerizasyon – Hidrokarbon parçalama işlemi ile birlikte kullanıldığında, baz maddenin moleküllerini olabilecek en istikrarlı forma dönüştürür.
Baz yağ tek başına motorunuzu yeterince korumak için yeterli değildir. Bir motor yağının çok çeşitli motor çalışma koşullarında çeşitli fonksiyonları yerine getirmesi gerekir. Bu nedenle formüle birçok katkı maddesi eklenmiştir:
Piyasada çeşitli marka ve cinslerde madeni yağ satılmaktadır. Ancak tüm madeni yağların hammaddesi aynı olduğuna göre, bu yağlar arasındaki fark nedir?
Bunun iki nedeni vardır;
1. Kullanılan baz yağların kimyasal özelliklerinin farklı olması
2. Kullanılan katıkların cinsi ve miktarının farklı olması
Madeni Yağların Çeşitleri
Mineral baz yağlar, kimyasal yapıları bakımından üç büyük gruba ayrılırlar:
1. Alifatikler:
a) Parafinik
b) Naftanik
2. Aromatikler
3. Alifatik ve Aromatik
Yağların endüstri standartlarında üretilmeleri için baz yağ seçimi son derece önemlidir. Kimyasal bakımdan oldukça farklı özelliklere sahip bu baz yağlardan üretilen madeni yağlar farklı özellikler göstermektedir. Bu nedenle madeni yağlarda standart ve performansın gerektirdiği baz yağlar ve sentetik yağlar kullanılmalıdır.
Madeni Yağların Görevleri:
En iyi şartlarda üretilmiş parçaların yüzeylerinde bile tam bir düzgünlük ve parlaklık sağlanamaz. Yüzeyde asperit adı verilen, çok küçük ve sadece mikroskop ile görülebilen girinti ve çıkıntılar vardır. İki kuru yüzey birbirine temas ettiğinde, bu girinti ve çıkıntılar yüzeylerin hareketine karşı direnç gösterir. Bu dirence “sürtünme’’ denir. Yağlayıcının esas görevi, yüzeyler arasındaki bu sürtünmeyi azaltmak, birbiriyle temas halindeki yüzeyler arasında film tabakası oluşturarak iki katı cismi birbirinden ayırmak ve parçaların kolay hareketini sağlamaktır.
Mineral esaslı baz yağların özellikleri, ham petrolün özellikleri ile sınırlıdır. Ayrıca; son yıllarda dünyadaki ham petrol üretiminin azalması ile petrol fiyatlarında görülen hızlı artışlar, günümüzün gelişen teknolojisi sonucu daha zor şartlarda çalışabilecek yağlara gereksinim duyulması nedeniyle sentetik yağlayıcıların kullanılması ile ilgili çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır.
Sentetik yağlar petrol esaslı olmayan kimyasal sentez yöntemleriyle elde edilir. Kimyasal proseste sentetik yapıyı meydan getirecek hidrokarbon moleküller boyut ve şekil bakımından birbirinin benzeri olacak biçimde tasarlanır. Sentetik yağlar özenle düzenlenmiş bu yapısı sayesinde düşük sürtünme, düşük sıcaklık, en az aşınma, enerji (yakıt) tasarrufu gibi birçok üstün özelliklere sahiptir. Çok düşük sıcaklıkta kolay akar, çok yüksek sıcaklıkta incelmez. Yüksek oksidasyon ve ısıl mukavemeti sayesinde kullanım ömrünü uzatır. Laboratuar ortamında farklı bir teknoloji ile üretilen sentetik yağlar, mineral yağlara oranla daha yüksek ve daha düşük sıcaklıklar ile yüksek basınca karşı dayanıklıdır.
Sentetik yağlar da, kullanılan sentetik baz yağın tipine göre adlandırılır.
Başlıca Sentetik Baz Yağlar
• Polialfaolefin (PAO)
• Alkali aromatik
• Polybutenes
• Alifatik Diester
• Polyester
• Polyalkeneglycol
• Phosphate Ester
MOTOR YAĞLARININ SINIFLANDIRILMASI HAKKINDA
Motor yağlarında performans sınıfı onayı veren kuruluşun baş harfleri ile kısaltılmıştır.
- SAE: Amerikan Otomotiv Mühendisleri BirliğiAPI : Amerikan Petrol EnstitüsüILSAC: Uluslar arası Yağ Standartları ve Onay KomitesiACEA: Avrupa Otomobil İmalatçıları Birliği
SAE Sınıflaması
Otomotiv Mühendisleri Cemiyeti SAE (Society of Aytomotive Engineers), motor yağlarının karakteristiklerini ayırt etmek için kalite isimlendirmesi getirmiştir. Bu isimlendirme düşükten yükseğe 0, 5, 10, 15, 20, 25, 30, 40,50 ve 60 olarak belirlenmiştir.
API Sınıflaması
Amerikan Petrol Enstitüsü (API), Amerikan Test Metodları ve Malzemeler Birliği (ASTM), Otomotiv Mühendisleri Birliği (SAE) ortak düzenlemesiyle motor yağı kalite sınıflaması belirlediler. Benzinli motorlar için Spark’ın ilk harfi “S” ve dizel motorlar için Compression’ın ilk harfi “C” olmak üzere iki gruba ayrıldı. Her grup kendi içinde A,B,C vs. gibi harflerle sınıflandı.
ACEA Sınıflaması
Avrupa Otomobil İmalatçıları (ACEA) yeni bir motor yağı sınıflaması ortaya koymuştur. Bu sınıflamada benzinli motor yağları A, hafif dizel motor yağları B, ağır hizmet motor yağları E harfleri ile gösterilmiştir.
ILSAC Sınıflaması
Amerikan Otomobil İmalatçıları Birliği (AAMA) ve Japon Otomobil İmalatçıları Birliği (JAMA) birleşerek, benzinli motor yağlarında yakıt ekonomisini içeren yeni bir kalite sınıflamasını belirtmek amacıyla Uluslararası Yağların Standartlaştırılması ve Onay Komitesi (ILSAC) isimli organizasyonu oluşturdular. 1994 yılından itibaren bu sınıflama yürürlüktedir.